1.
Giydirilmiş ücret kuralı
Kıdem tazminatının giydirilmiş brüt ücret üzerinden hesabı
kuraldır. Yargıtaya göre; “…Kıdem tazminatına esas alınacak olan ücretin
tespitinde 4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinde sözü edilen asıl ücrete
ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde
tutulur”.
2.
Giydirilmiş Ücret kapsamındaki ödemeler
Yargıtaya göre; “…ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınır”.Özel Sağlık Sigortası: Özel Sağlık sigortası da işverenlerde bize sorulmakta bu ödemenin dahil edilip edilmeyeceği kuşku uyandırmaktadır. Yargıtay buna da olumlu yanıt vermektedir. Yüksek Mahkemeye göre; “…İşçiye sağlanan özel sağlık sigortası yardımı ya da hayat sigortası prim ödemeleri de para ile ölçülebilen menfaatler kavramına dahil olup, tazminata esas ücrete eklenmelidir”.
Prim: Prim de tartışmalı bir konudur. Bir çok işveren primi
kıdem tazminatında dikkate almamaktadır. Oysa Yargıtaya göre; “…Satış rakamları
ya da başkaca verilere göre hesaplanan prim değişkenlik gösterse de, kıdem
tazminatı hesabında genişletilmiş ücret kavramı içinde değerlendirilmelidir”.
Neler dikkate alınmayacak ? Yargıtaya göre; “…İşçiye
sağlanan koruyucu elbise, işyerinde kullanılmak üzere verilen havlu, sabun
yardımı, arızi fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil, hafta tatili
alacakları dikkate alınmaz”.
Asgari Geçim İndirimi? Yüksek mahkeme isabetli şekilde;
“…Ayrıca işçiye ücreti dışında ödenen asgari geçim indirimi yasa ile getirilmiş
olup, bireyin veya ailenin asgari geçim düzeyini sağlayacak bölümünün toplam
gelirden düşülerek vergi dışı bırakılmasıdır. Bu nedenle ücretin eki değildir.
Ücret olarak nitelendirilemez ve tazminat ve işçilik alacaklarının
hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez” sonucuna ulaşmaktadır.
Yıl içinde düzenli ve belirli periyotlarla ödenen parasal haklar bakımından ise, kıdem tazminatının son ücrete göre hesaplanması gerekir. Gerçekten işçinin son ücreti üzerinden kıdem tazminatı hesaplandığına ve yıl içinde artan ücretlerin ortalaması alınmadığına göre, ücretin ekleri bakımından da benzer bir çözüm aranmalıdır. Örneğin işçinin yıl içinde aldığı üç ikramiyenin eski ücretten olması sebebiyle daha az olması ve fakat son ikramiyenin işçinin son ücreti üzerinden ödenmesi halinde tazminata esas ücretin tespitinde dikkate alınması gereken ikramiye de bu son ikramiye olmalıdır. Hesaplamanın, son dilim ikramiyenin ait olduğu dönemdeki gün sayısına bölünerek yapılması hakkaniyete de uygundur. Daha somut bir ifadeyle, yılda dört ikramiye ödemesinin olması durumunda her bir ikramiye 3 aylık bir dönem için uygulanmaktadır. İşçinin artan ikramiyesinin ait olduğu doksan güne bölünmesi suretiyle, bir güne düşen ikramiye tutarının bulunması, kıdem tazminatının son ücretten hesaplanacağı şeklinde yasal kural ile daha uyumlu olacaktır. Aynı uygulamayı yol ve yemek yardımı gibi ödemeler için de yapmak olanaklıdır. İşçiye aylık olarak yapıldığı varsayılan bu gibi ödemelerin son ay için ödenen kısmının fiilen çalışılan gün sayısına bölünmesi suretiyle bir güne düşen tutar tespit edilmelidir. Buna göre periyodik olarak ödenen ve yıl içinde artmış olan parasal haklar yönünden son dönem ödemesinin ait olduğu dilim günlerine bölünmesi ile tazminata esas ücrete yansıtılacak tutar daha doğru biçimde belirlenebilecektir. Dairemizin kararları da bu yöndedir (Yargıtay 10.10. 2008 gün 2007/27615 E, 2008/26209 K.).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder